Akbank kendi kendinden ibret almalı!

10 Ekim 2008 Cuma by Adv-Man

Hadi biz insanları anladım; doğamız gereği arzu, istek, tutku ve hedeflerimiz doğrultusunda sürekli olarak değişime, farklılığa, kararsızlığa hatta tam anlamıyla dengesizliğe mazur kalabiliyoruz. Peki, bazı markaların bu tutarlı dengesizliği nereden gelmektedir?
Hayır, onlarında hedeflediği karlar, hedef kitleler, cirolar var ama en nihayetinde bunlar insani duyguların dışındadır. Hatta biraz daha açarsak yapabilecekleri DENGESİZLİKLER onlara ciddi bir biçimde pahalıya patlayabilir de.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Akbank’ın şu ana kadar izlediğim en iyi reklamı; güzel senaryo, kaliteli prodüksiyon, eğlenceli müzik, uyumlu slogan”.

E,bende onu diyorum ya!
Size aynen virgülüne kadar katılıyorum ve üstüne diyorum ki; madem yaratıcılık aşamasında farklı bir işe imza atıp, bunu her parçasıyla uyumlu hale getirebiliyorsunuz, o zaman neden, neden geçen yıllarda yayınladığınız kurumsal ve sigorta reklamlarınızda sürekli bir esinlenme halindeydiniz?

Bakın, demek ki ne markanın nede ajansın böyle bir imaja ihtiyacı varmış. Şurası bir gerçektir ki, dışarıdaki insan bizim bildiklerimizi bilmiyor; ona göre yapılan çalışmaların hepsi ilgi çekiciydi ve mütemadiyen bu reklamlar sayesinde bankacılık sektöründe Bonus’dan sonra en çok konuşulan ve tercih edilen banka olma hedefi de yakalanmış olabilir, ama gene de kendi sektörümüz açısından baktığımız da rahatsız edici bir tahta kıymığın olduğu da bir gerçek.
Her zaman kötü olan şey akılda daha kalıcı bir yer edindiğinden markalarında bu konuda daha hassas davranması gerekliliğine inanıyorum. Şu an bile durup yoksa buda diğerleri gibimidir diye ister istemez kendi kendime eyyam yapıyorum.
Neyse
Çalışmanın genel olarak içeriğine baktığımızda, İstanbul’da gerçekleştirilen ve artık Jazz müziğiyle klasikleşmiş bir hale gelmiş, kurumsal halkla ilişkiler bakımından hem gösterdiği istikrar hem de topladığı kitlelere enfes müzik ziyafeti sağlayan Akbank markasının şehir ile bütünleşmiş festivalinin, şehir tarafından da artık KABULLENİLDİĞİNİ anlatan akıllıca bir senaryoyu görebiliriz. Şehrin kendi özüne ait caddelerinin, yol çizgilerinin, elektrik hatlarının, apartman bacalarının Jazz melodileri ile uyumlu bir beraberlik göstermesi artık İstanbul’unda Akbank Jazz Festivali ile şen bir beraberlik içine girdiğini anlayabiliriz. Açıkçası bu tür kurumsal halkla ilişkiler projelerinde reklam bazında en etkili ve en hedef kitlesine ulaşan markanın Akbank olduğuna inanıyorum. Zira önceki festival çalışmaları da kendinden oldukça bahsetmiştir. Öğrenci arkadaşlarımızın buradan çıkaracağı en güzel ipucu, istikrarlı bir kurumsal pr projesinin, kitleler üzerinde bıraktığı etkinin pozitif yönde, tanıtım açısından da yaratıcı ve bir o kadar izlenebilirliği fazla çalışmalara itici güç olabildiğini fark etmeleridir. Marka ile uyumlu, tanıtımı senaryo akışındaki yaratıcılıkla güçlü bir proje hiçbir zaman eli boş DÖNMEZ.
Reklam içerisinde geçen sahnelerin, müzik ile gerçekleştirdikleri uyum, tam anlamıyla bütünü izletebilen özelliğe sahip. Prodüksiyon açısından az fakat öz, temiz bir iş yapıldığı da görülebilir.


18.Akbank Jazz Festivali reklamının her basamağıyla başarılı bir çalışma olduğunu düşünüyor ve ekliyorum; ya kendi kendinizi örnek gösterin ya da ibret alın !!!!

Filed under having  

0 yorum: