Görevini Yap!

30 Ekim 2008 Perşembe by Adv-Man


Merak etmeyin at&t markasının YellowPages hizmeti açıkhava reklamcılığında görevini yapmakla kalmıyor her zaman savunduğum fikri bünyesinde canlandıran boyutlu reklamcılıkla da hedef kitlelerini etkilemeyi çok iyi beceriyor. Diyeceksiniz ki sade iki iş için bu kadar övgü dolu bir giriş yapmak fazla abartı olmuyor mu?
Hayır, arkadaşlar hele ki açıkhava reklamcılığı gibi zor bir klasman da gerçekten sadeliğe bu kadar yaklaşıp, yaratıcılığı kaybetmiyorsanız bu bir başarıdır.

Biraz daha anlaşılabilir olmak için aklımdakileri size izah edeyim;
İlk olarak açıkhava reklamcılığı diğer mecra kardeşlerine nazaran daha sorunlu ve bir o kadar da anlatım zorluğu yaşayan en ezik mecradır. TV’de veya ilanda vermek istediğiniz mesajları görsel ve işitsel olarak daha etkili bir şekilde verebiliyorken, açıkhava reklamlarında ki özelikle bu tarz karayolu veya güzergah geçişlerinde daha zordur, vermek istediğiniz mesajları sınırlı alanlara, görsellere ve yazılara sıkıştırmak gerçekten insana kal getirebilir. Diğer bir handikap ise açıkhava reklamcılığının tüketiciler üzerinde fark edilme tepkisinin minimum saniyelerde olması. Sürekli hareket halindeki insanların dikkatini çekip onları reklamlara yönlendirmek, bir insanın gazete okurken sayfayı çevirmesinden, veyahut reklamların başladığı ilk 3 saniyeden itibaren zap yapmasını engellemekten daha zordur. Çünkü insanlar dışarıdayken ya bir noktadan diğerine gitmek için çaba sarf ederler ya da dediğimiz baskılardan uzaklaşmak adına kaçışıp dururlar. İşte bu noktada insanların kafasını kaldırıp dikkatlerini markaya yönlendirmek gerçekten zordur. Şapkadan tavşan çıkartmanız gerekmektedir.

E bunların üstüne bahsettiğimiz alan sıkışıklığı, kendini ifade etme çabaları da eklenince akıl almaz karmaşıklıkta işler, anlamsız bir sürü yazı ile anlatılmak istenen mesajlarla karşılaşırsınız.
Askerden sonra tatil amaçlı çıktığım seyahatte sürekli gözüm yollarda tabelaları takip etmekle geçti. İnanır mısınız, kıç kadar tabelaya destanlar sığdıran markalar gördüm ve gözlerime inanamadım. Düşünün bu birde 100 km yasal hızda seyreden araçların bulunduğu şehirler arası yollarda uygulanıyor. Tam bir komedi, reklam adına ise görevini yapamayan ölü bir pazarlama denemesi. Bu yazıdan sonra etrafınızdaki açıkhava reklamlarını inceleyin, araç içinde araç dışında fark etmez, hangi açıkhava reklamını tam anlamıyla okuyup, anlayabilecek, ya da dikkatinizi çekip az ama öz haliyle aklınız reklamı özümseyecek bir bakın.
Elle tutulur bir çalışma görürseniz söyleyin bana resmiyle burada yayınlayacağım.

Neyse size övgüler düzerek anlattığım bu reklamın tüm açıkhava reklamcılığının zorluklarına göğüs gererek, tüketicileri birer mutant olduklarını farz etmeden (auto focus özelliği olan gözler) mesajını fikriyle canlandırma küstahlığını göstermesi, hedef kitlenin markayı fark etmesi açısından olumlu bir başarıdır.
Tasarım aşamasında kullanmış olduğu bu boyutlardaki tabela ölçülerinin ona ayrıca bir avantaj yarattığına inanıyorum. Daha büyük tipografilerle kendini rahatlıkla anlatabilirken, çürümüş veyahut askıdan düşmüş canlandırmasıyla da yaratıcı fikrini “handyman”, “pest control” eklentileriyle dört dörtlük hale getirebilmeyi sağlamıştır.

Öğrenci arkadaşlarımızın dikkat edeceği nokta, açıkhava reklamcılığının zorluğudur. Sürekli hareket halindeki tüketicilerin dikkatini çekmek onlara saniyelik süreçler içerisinde markayı akıllarının bir köşesine itmek gerçekten beceri ister. Tabelayı yazılarla, imgelerle doldurmak hiçbir boka yaramaz. Eğer markanız imkan veriyorsa (ki vermiyorsa boşuna medya bütçesine açıkhava reklamı eklemenin alemi yoktur ) yaratıcı fikrinizi buradaki gibi canlandırılabilir bir şekilde gerçekleştirerek tüketicinin dikkatini markanıza çekebilirsiniz.

Filed under having  

0 yorum: