Hayat Şartlarının Reklama Etkisi!

5 Kasım 2008 Çarşamba by Adv-Man




Sergilediğim bu çalışmalara baktığımda aklıma ilk gelen fikrin başlıktaki gibi olduğunu söyleyebilirim. Gerçekten hayat şartları insanların alışkanlıklarının yanı sıra şirketlerin hatta bankaların bile durumlarını değiştirmelerine neden olabiliyor. Kampanyayı Türkiye’deki bezerleriyle karşılaştığımda inanılmaz bir mantalite farkının olduğunu görebiliyorum. En basitinden reklamveren tarafındaki değişikliğin patlayan global kriz ile birlikte farklı bir konuma çekildiği net bir şekilde fark edilebiliyor.

Reklamlarında sürekli olarak harcamayı, hayallerini ertelememeyi, “ya dünyaya bir kere geliyoruz, buyur sana sabit faiz kuru git istediğini al” mesajlarını, alışveriş merkezlerinin müdavimi olmayı“ teşvik eden bankacılardan birisi, farklı bir strateji ile kaynak harcatmaktansa, zaten likidite sıkışıklığından yaşanan sorunları görerek, insanları elde avuçta kalmış paralarını değerlendirme maksadıyla yani tam zıt bir iletişim stratejisiyle kendisine çekmeyi amaçlayabilmiş. Açıkçası böyle bir zamanda bu tarz söylemlerin, cesaret gerektirici duruşlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü ekonomik değerler domino taşı özelliklerine sahip olduğundan herhangi bir aksaklık, diğer sektörleri ve ekonomik koşulları olumsuz etkileyebiliyor.

O yüzden Türkiye’de bu tarz bir işin gerçekleştirilmesi aşamasında, özellikle sayın inşaatçı abilerimizin büyük bir tepki göstereceğine inanıyorum. Deniz kumundan uyduruk apartmanlar dikmiş KİMİ kofti mütahitleri bir anda ekonomist kılığında “Zaten insanlar harcama yapmaktan uzaklaşıyor, sizde üstüne paranızı saklayın değerlendirin diyorsunuz” diyerek ekonomi çarklarının iki tuğladan geçtiğini anlatan demeçler vererek sıklıkla görebilmemize tanık olabilirdik diye düşünüyorum. (şu durumda bile yapıyorlar, ama Allahtan sayıları az) J. Tabi kızmamak lazım herkes kendi menfaatini düşünüyor. Ama işin gerçek yüzü böyle değil. Zaten sizin ekonominiz dış paraya bağlı borsa gelirleri ve yüksek faiz imkanları ile ilerliyorsa, baştan sıçtığınızın resmidir. Öyle bir ekonomide kur dalgalanıp tsunami yaratır, şirketler olaya biraz ciddi bakalım diye kendini paralar, fer fecir olur. Üretime dayalı olan ekonomilerde durgunluğun dışında çarklar bir şekilde dönmeye devam eder ve insanlar harcamalarını biraz kıssada alışkanlıklarından öyle ahım şahım vazgeçmez. Bakmayın diğer ülkedeki insanlara. Orada batanlar fütursuzca kredi dağıtan bankalar ve kendi hesabını bilmeden davranıp milyonluk evlerde oturanlardan oluşuyor. Tabi bu sayı çok olduğundan ekonominin domino taşları, büyük bir korku ve serzeniş ile diğer tüm sektörleri etkileyerek BMW ile Daimler-Mercedes’i bile kanka durumuna sokabiliyor.

Neyse olaya bankanın stratejisi olarak baktığımızda, aslında harcama yap demenin ona, “paranı sakla” demekten çok kar getiremeyeceğini göstermiş olduğunu çıkartabiliriz. Çünkü zaten harcamaların düştüğü ve yarısından çoğunun dönmediği bir ekonomi de bu fikri milletin ağzına tıkmak saçma olurdu. Bankanın, strateji olarak sıcak parayı ekonomik kriz bahanesiyle kucağına almaya çalışması oldukça başarılı bir fikir. Normal bir zamanda söyleyip çok da fazla geri dönüş alamayacağı bir mevduat hesabına şimdi yetişemeyebilir de. Aslında böyle zamanlar yeni banka açmak için oldukça mantıklı J
O yüzden bankanın oluşturduğu stratejiyi açıkçası çok beğendim. Hem kendi müşteri kitlesini arttırıp, hem de likit sorunu yaşanan piyasada canlı parayı çekmek oldukça mantıklı olmuş. E, strateji oturunca reklamda kendini iyi bir şekilde ifade edebilir ki çalışmalarda bunu görebiliriz.

İlanlar, insanların harcamalarını “ti” ye alan esprili üslupla etkili bir şekilde canlandırılabilmiş. Anlatımda; cüzdan, çek defteri, paraların olduğu çantaların ısrarlı harcama tutumları ve onlara hakim olan, parasını ve finansal harcamalarını kontrol altına almak isteyen insanların direnişlerini hoş bir tasarımla görebiliyoruz. Fotoğraf çalışmasını hem fikrin canlandırılması hem de görüntü açısından oldukça başarılı buluyorum. (art direktör arkadaşlarımız ne der bilemem) Bulunduğumuz şartlar içerisinde gerçekleştirilen tasarım ile insanların dürtülerine bir nevi atıfta bulunmak, dikkatlerin ilana yoğunlaşmasına artık bir katkı sağlamakta. Aslında krizi fırsata çevirmek böyle bir şey olsa gerek. Hem ilanın anlamı kuvvetleniyor hem de ikili fayda ile banka sıcak paraya kavuşuyor.

Açıkçası çalışma her yönüyle faydaya ortak oluyor. Hem tüketici bazında belli kazanımların elde edilmesini hem de bankanın çıkarları doğrultusunda nakit kazanımını ve artı müşteri portföyünü olumlu yönde etkileyebiliyor.

Yani tek kelimeyle özetlemek istersek “Bir taşla, iki kuş vurulmuş” diyebiliriz.

Filed under having  

0 yorum: