Hey gidi hey. Derdine çare aramak için o üfürükçüden, bu şifacıya, o büyücüden, bu bitki uzmanına koşan padişahlar herhalde şu duruma oldukça gıpta ederlerdi. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama, zaman ve teknolojinin getirdikleri yaşadığımız yüzyılın milenyum erkeklerine daha Etkili faydalar, kısmetine ise daha geniş fırsat alanları yaratmış.
Bakıyorum da o nasıl mutlu mesut yüz halleridir. Suratlarındaki tatmin duygusu adamın sağlam bir efsaneyi gerçeğe dönüştürdüğünün bir gurur yansıması gibi sanki.
Tavırlardaki aşmışlık, hafif bir “bu iş öyle değil böyle olur” ukalalığı, senin gibi on tanesini cebimden çıkarırım, yok mu başka, ifadeleri biz erkeklere gıcıklık verse de özünde özgüvenin arkasında başka bir realitenin olduğunu da saklamamaktadır. Ak saçlarınla boy ölçüştüğün bu zeval gibi delikanlılar, ileriye yatarım amaçlı bu tedaviye uzaktan göz kırpsa bile senin yadsınamaz bağımlılığın kabusların olarak uykularını kaçırmaya devam edecektir; diyerek rest çekmek, avantaj tatminini sineye doya, doya indirir :)
Yalnız gerçekten ilaç sektöründe yaşanan inanılmaz bütçeli ar-ge çalışmaları, zamanında yapılan üflemeli triplerin, ballı bademlere abanarak yaşanan diyabet hastalığı sendromlarının önüne geçerek insanların aslında bilinçaltlarında derin kompleks izleri bıraktığı fiziksel yetersizliğin seks hayatına olumsuz etkisinin önüne geçerek, daha pozitif düşünen insanlara katkı yarattığını düşünmekteyim. Evet, yadsınamayacak bir gerçek olan “Seks” kavramı, aman töbe diyenlerin bile akıllarını oldukça meşgul etmektedir. Bu konuda Türkiye’de yapılan bir araştırmada, kadınların yanılmıyorsam yaklaşık %60 veya %70’i seks hayatını 1.dünyevi sorun olarak görüyor. Ciddi sorunları barındıran ciddi bir rakam.
Şu durumda yukarıda beyazlamış saçlarıyla o ukalalığını törpülemeye çalıştığımız abimizin aslında ne kadar iyi bir şey yaptığını anlayabiliriz. Kendisine duyduğu saygıdan ötürü, karşısındaki insanı da mutlu etmeye çalışması en azından toplumdaki en popüler sorunlardan biri haline gelmiş “Seks” hayatına pozitif bir değer katabiliyor. Tabi abimizin bu gazla hazır performans varken değerlendirelim mantalitesiyle etrafa dağıttığı mavi boncuklarla geride ne kadar sorunlu kadın bıraktığı ayrı bir tartışma konusu olur ki biz bu reklam üzerinden abimizin saf, temiz ve iyi niyetli bir kişi olduğunu farz ederek polemiğe girmemeye çalışıyoruz :)
Reklamdaki karakterlerin bende uyandırdığı duygu; renkli bir seks hayatının ardından Canıthın’ın yaşadığı ereksiyon sorununun olayı sekteye uğratması ve akabinde sinirsel çatışmaların sonrasında ilacın keşfiyle gelen yeniden doğuş anının doya, doya yaşayalım mantığıyla gülücükler içerisinde somurulması :)
Yalnız cast olarak baktığımızda konu itibariyle çok yerinde tiplerin seçildiği kesin. Abimizin karizması içerisinde “bizde bu meretten muzdaripiz” şeklinde konumlandırılması hemcinslerine özgüven aşılayabilir. Zira bir karşılaştırma ortamında daha düşük özelliklere sahip olanlar, “vay be bunda da demek ki böyle sorunlar olabiliyormuş” gibi bir mantıkla kendilerine yakın hissedebilme dürtüleri yaşayabiliyorlar. Tıpkı Aydemir Akbaş’ın porno furyasında “Eh be bu adam da yapıyorsa” artık sendromu gibi. Ablamız zaten geç gelen mutluluğun tadını çıkarmakta :) Ama tarz ve karakter olarak aşağı yukarı aynı benzerlikleri taşıması, ayrıca renklenen seks hayatıyla kendini genç bir kız olarak hisseden tribe bağlaması, erkek hedef kitleye vazgeçilemez bir ispat sunmakta. :) Reklamın yaratıcı fikir açısından vermiş olduğu marka mesajı filmin başından sonuna kadar hedef kitleye aktarılabiliyor. İlk izlediğinizde packshot’a kadar bir noktaya bağlayamasanız da son vurucu fikirle aslında tüm başlangıçtan bu yana yaşanan psikolojik durumun özetini yapabiliyorsunuz. İkinci izleyişinizde ise o hınzır gülüşlerin, tadından yenmez keyifli anların kaynağını daha iyi özümseyebiliyorsunuz.
Markanın en büyük rakiplerinden olan Viagra, ilk olmanın verdiği gazla pazarın yarısına hükmederken, böyle bir işle ortaya çıkan Cialis’in popülerlik avantajı ile Viagra’nın pazar payından ciddi tırtıklamalar yapabileceği ihtimali kaçınılmazdır. Yaptığım araştırmada Ciara’nın sahip olduğu bileşenlerin Viagra’ya göre daha üstün olduğu, yaklaşık olarak 36 saate kadar ereksiyon gücü sağladığı ve tabiri caizse uzun zaman diliminde bu tür fantezileri (bisiklette orta demir) partnerinizle beraber türlü gırgır oyunlarla şenlendirmeye imkan yaratması, değişik bir marka vaadi olarak gösterilebilmekte :)
Evet, ilk çıktığında büyük sansasyon yaratmış; genci, yaşlısı, ereksiyon sorunu olan ya da olmayan herkes tarafından bir kere denenmiş Viagra, sahip olduğu başlangıç imajı ve ardından gelen kampanyalar ile ilk olmanın verdiği kaymağı yemesi oldukça normaldir. Ha tabi kendine göre bir hedef kitlede oluşturduğu açıktır. Şu bağlamda hedef kitlesini en çok tutacak şeyin marka ile kurulan güven noktası olduğu da kesindir. Ama diğer yandan iddialı vaatler ve ilginç kampanyalarla boş durmayan ve bahsettiğimiz popülarite üzerinde ilerleyen Ciara’nın da sağlam bir duruş sergilediği de açıktır. Hele bir de ağızdan ağza reklama geçiş yapar bu konuda yeni bir mecra keşfedip şehir efsaneleri tadında çokça bahsedilecek komik ama ilginç dedikoduları hayata geçirirse, siz o zaman görün şenliği. Sonuçta bu tarz ürünlerin en etkili pazarlama taktiği onlardan MEMNUN KALAN ERKEKLERDİR…..
0 yorum:
Yorum Gönder