Arkadaş Piaggio’nun üstüne kurulmuş pişkin, pişkin nakite sıkıştığını söylüyor. Anlamadım ama Piaggio’nun nakite sıkışmakla bir bağlantısı var mı ya da ortam çocuğuyum dolaysıyla para da çabuk bitiyor gibi bir üslup, hadi bir çıta daha yükseltelim çocuk İtalya’da mı hani Vespa durumu falan olur, olur. E, akabinde babaya havaleden ziyade ya panik atak geliyor, ya da saniyesinde kalpten gitmeye hazır ufukta bir ışık huzmesi beliriyor. Bu arada neden havale ihtimalini göz ardı ediyoruz onu da söyleyelim; amcamız iki dakika da ateşlenip yataklara düşmedi de ondan. Muhtemelen yazar arkadaşlarımız “havale” ile anlamlı olsun diye zavallı adamcağıza havale geçirtmişler, aslında bal gibi panik atak!
Neyse, bu kadar dramatizeden sonra Şekerbank’ın geç kalınmış ama üslubunda bankacılık sektörüne yeni kazandırılan bir sistemmiş gibi bahsettiği, zaman itibariyle eski moda sayılacak online bankacılık işlemlerini ballandırarak anlatması ve bunu Vodafone vari bir prodüksiyonla hayata geçirmesi bizde de şok üstüne şok yaşattı.
Benim anlamadığım şey senaryodan, prodüksiyon aşamasına kadar ki tüm süreçte bir Allahın kulu çıkıp da “ya acaba biraz Vodafone gibi mi kokuyor” demedi mi acep? Diyeceksiniz ki repliklerde zaten “Havale” lafı geçiyor, ama bende diyeceğim ki, yetmez. Çünkü bu tarz çalışmayı ilk gerçekleştiren Vodafone du ve senaryoları açısından da oldukça ses getirmişti. Hatta bir ara “baba ben dansöz olacağım” esprisi köşe yazarları tarafından bile tartışıldı.
E,şimdi izleyiciler içerisinde bu kadar kabul görmüş ve herkesin algısında yer edinmiş bir prodüksiyon şeklinin üstüne başka bir marka dolaylı yoldan yerleşince maya tutmuyor. Repliklerin bağımsız konuları işlemesi, “havale” durumunu izah edebilmek için telefon açılması maalesef olayı pek kurtaramıyor. Senaryo dışında en azından prodüksiyon noktasında farklı bir yol izlense belki bu kadar konuşacak şey bulamazdık. Tamam, biri dansöz, diğeri Afrika’ya gitmek istiyor ama bahsettikleri şeyler “sıkıştım havale yolla” tepkisinin dramatize edilişiyle aynı havayı estiriyor ve maalesef telefon ile yapılan görüşme benzerlikleri işi zora sokuyor.
Bilmiyorum yaşadığımız şu global krizde reklam sektörü olarak hala elde avuçta reklam yapmaya çalışan markalar duruyorken bu durumu iyi değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder