Devlet adamlığı gerçekten zor iş. Hele ki bazı noktaların uçlarındaysanız, hem kendinizi muhaliflere karşı korumaya, hem de sizi yıkmaya and içmiş yabancı güçlere karşı ayakta kalmaya çalışırsınız.
Politik bir fikir yazısı değil bu. Yoksa durup ta Mao’nun 1945’li yıllarda yürütmüş olduğu politikanın, doğurmuş olduğu devrimleri(!) tartışmayacağım. Sonuçta büyük ses getiren, komünizmin korkulu yayılışı ve ona karşı yürütülen kapitalist argümanının ayakta kalmasına yönelik, belki de Mao’nun yaptıklarından beter planları teşkil eden “Size Özgürlük Getireceğiz” masalları tadında çıkartılan iç savaşlar bence diğerlerinin yanında daha rezil durur.
Off, neyse ya nerden nereye. Uzatmayacağım diyorum her seferinde ama kendimi alıkoyamıyorum.
Gördüğünüz, Citroen’in yapmış olduğu bir ilan çalışması.
Olay kısaca Çinli dostlarımızın şaşı bak şaşır şekilde tasvir edilmiş Mao görselinden rahatsızlık duymaları ve bunun üzerine yaptıkları şikâyetler ile ilanın Citroen tarafından bir özür dilemeyle birlikte yayından kaldırılması. Çalışma Fransa’da yayınlansaydı “eyvallah” çekilme oranı daha yüksek olacakken gelmişler bunu İspanya medyasında harcamışla o da ayrı :p
Başlık ve body copy; Sezar'ın hakkı Sezar'a' … ‘Bu doğru biz lideriz ama Citroen’de devrim hiç bitmez” Yani burada Çinli dostlarımız resmen ta…oğlanına dönmüştür J
Adamlar Mao’nun şaşı bakışlarının yanında bebeksi bir dudak bükmesine mi üzülsün, inandıkları devrimlerin tamamen fos olduğunu ima eden slogana mı üzülsün, tam bir keder ve dışlanmışlık deryası.
İşin dalgası bir kenara asıl burada söylemek istediğim reklam çalışmalarının demographic yapılara göre daha dikkatli hazırlanması gerekliliğidir. Öğrenci arkadaşların okulda aldıkları Marketing giriş derslerindeki Demographic araştırmanın önemini bu örnekle daha iyi kavrayabilirler. Ürün veya hizmetin gerçekleştirilecek kampanya çalışmalarından önce mutlaka nasıl bir kültüre, hangi millete, hangi ülkeye, hangi geleneğe, hangi göreneğe, hangi ahlaki değerlere, hangi değerlere hitap etmesi gerekliliğini çok iyi kavraması gerekir. Duştan sonra çıplak tenine krem süren bir kadını Suudi Arabistan’da nasıl yayınlayamayacaksan, birileri için çok büyük öneme sahip (ki nüfusu 1milyar kişiyse durup düşünmek lazım) rol modelleri veya liderleri aynı hassasiyetle yaklaşıp markanın itibarını zedelememelisin. Çin’de Citroen var mı bilmiyorum ama artık şu bir gerçek ki ilk tercih markası olmayacağı kesindir. Diyeceksiniz ki İspanya’da yayınlanan bir ilan zaten oranın halkını hedefler, ne diye 1 milyar nüfuslu Çin’i bu işe karıştırıyorsun?
Farz edelim ki, kesinlikle yanlış anlaşılmasın Mao’yla bir tuttuğum için değil tamamen örnek vermek adına; Atatürk’ün yurtdışında absürt bir şekilde reklama maruz kalması oradaki Türkler dahil buradaki bizleri de etkilemez mi?
Ben açıkçası bu tür reklamlara dar açıyla bakan bir insan değilim. Bence yapılan iş mükemmel, sloganıyla gerçekten cin bir fikri temsil ediyor ama gel gelelim herkes bir reklamcı gibi olaya aynı bakış ve süzgeçle bakamaz ve her marka bu riski göze alamaz.
Alanda Özür Diler oturur!
Ah Mao, Vah Mao!
17 Ocak 2008 Perşembe by Adv-Man
Filed under
ilan
having
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder