Size polisiye bir filmin senaryosunda cinayetlerin kimin işlediğini söylemiş gibi hissetmeme neden olan bu başlık, aslında yazımın ana fikrini oluşturuyor. O yüzden şu an söyleyeceklerimi sizin ön kuramlarınızla birleştirebiliriz.
Geçenlerde izleyecek bir şey bulamamanın verdiği sinirle kumandayı seri bir şekilde tuşlayarak kanallar arasında “zap “yapıyordum ki birden hizmet sektörünün medya kategorisinde yer alan bir markada (kanalda) bu reklama rastladım.
Tabi ilk önce “yeni bir dizi daha yayına” giriyor kuşkusuyla yaklaştım. Çünkü prodüksiyon ve replikler çılgın bir aşkın, sarsılmaz bir tutkunun işaretlerini veriyordu.
Fakat oda ne sol üst köşeye baktığımda marka (kanal) logosunun reklamda olduğunu belirten bir değişim vardı. Bir fırsat yakaladığımı düşündüm ve hiç istifimi bozmadan devam ettim.
Gerçekten son zamanlarda en iyi kurguya, en iyi repliklere ve en iyi marka mesajlarına sahip olan tek reklam filmi diyebilirim. Baktığınızda çok basit ve sade bir yapıya sahip olan film, aslında zekice hazırlanmış ana fikirlerin içinden besleniyor. Bu fikirlerden en önemlisi reklamın bir dizi veya sitcom tadında kurgulanmasıdır. İkinci olarak, repliklerin herhangi bir dizide kullanılabilecek kadar tanıdık olması. Üçüncü ve son olarak ise marka, ürün, fayda ve mesajların “ben buradayım, beni seç” çığırtkanlığından uzak olması.
E, tabi bu şekilde sıralanan değerlerin bir sonuca varması gerekliliğini unutmazsak gene mutlu son benzetmesini şak diye yapıştırabiliriz.
Çünkü reklam, izleyicilerin ta kendisini anlatmaktadır. İzleyicilerin hayatını, sürprizlerini, isteklerini ve değerlerini sunmakta, üstüne üstlük “ay kız acaba şimdi ne olacak” merakının reklamda bire bir verilmesiyle kötü sona uzak bir başarıyı ortaya çıkarmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder